Haber Leman Dergisi ve Mizahın Sınırları: Nereye Gidiyoruz?

Leman Dergisi ve Mizahın Sınırları: Nereye gidiyoruz?​

leman dergisi ve mizahın sınırları: Nereye gidiyoruz?



Son günlerde leman genel olarak dönen tartışmalar, aslında çok daha derin bir hikayenin, yani mizahın ve ifade özgürlüğün özgürlüğünün bir kez daha özgürlüğümüze oturmasına neden oldu. Mizah dergileri, ülkenin siyasi ve toplumsal yapısında her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Eleştirel bakış açıları, sivri dilli yorumlar ve alışılmışın dış yaklaşımlarıyla, bazen en ciddi konular bile gülünç bir şekilde ele alarak geçmişte yaratmışlardır. Ancak bu kez Leman'ın bir karikatürü veya yazısı değil, bizzat kendisi tartışmaların odağı haline geldi.

Mizah, üremenin nedeni kışkırtıcı olabilir, alışılmışın bölgesinde kalıcı ve bazen de rahatsız edici bulunabilir. Zaten amacı da bir nevi budur; bunların saklanmasını, sorgulanmasını ve farklı açılardan incelenmesini teşvik etmek. Ancak bu kışkırtıcılığın, eleştirel tutuklun veya rahatsız ediciliğin bir sınırı olup olmadığı, her türlü olasılığın ortaya çıkması. Bu sınır, genellikle toplumsal değer yargıları, özgürlükleri ve hukuki düzenlemelerle belirlenir.

Leman meselesinde yaşananlar, bu sınırda ne kadar muğlak olduğunu ve yorumya ne kadar açık olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir kesim için özgürlük özgürlüğün ve mizahın doğal bir bölüm olarak görülen bir içerik, başka bir kesim için toplumsal değerler, saldırı veya saygısızlık olarak algılanabiliyor. İşte tam da bu noktada, mizahın hedefinin ne olduğu, kimin seslendiği ve ne gibi bir etki yaratmayı amaçladığı incelemeler önem kazanıyor.

Asıl mesele, mizahın gücünü doğru kullanmakta yatıyor. Güldürürken düşündürmek, eleştirirken yol göstermek, sivri dilli kırmak… bu hassas dengeyi kurabilen mizah, toplumsal barışa ve sağlıklı bir tartışma ortamına katkı sağlar. Aksi takdirde, mizahın kendisi bir şiddet ve kutuplaşma aracı haline gelebilir ki, leman özelinde yaşananların en büyük tehlikesi de budur.

Türkiye'de mizah geleneğinin stratejiktir ve mizah dergileri bu geleneğin önemli bir parçasıdır. Gırgır'dan Penguen'e, Uykusuz'dan Leman'a kadar pek çok dergi, farklı zamanlarla farklı yaklaşımlarla okuyucuyla buluştuk. Her biri kendi döneminin ruhunu yansıtan, toplumun nabzını tutan ve bazen de ona yön veren yayınlanmışlardır. Ancak bugün, bu geleneklerin temsilcilerinin dünyadaki ve toplumsal dinamiklerin karşılaştığı zorluklar yeniden yaşamak zorundalar.

Leman meselesi, bize sadece bir mizah dergisi hakkında değil, genel olarak özgürlük, hoşgörü, toplumsal duyarlılıkler ve medya ahlakı üzerine yeniden düşünme fırsatı sunuyor. Mizahın işlevi sadece güldürmek mi, yoksa aynı zamanda bir ayna tutmak mı, hatta bazen bir kırbaç olmak mı? Bu sorular, şüphesiz ki toplumsal uzlaşı ve karşılıklı anlayışlarla şekillenecektir.

Umarım bu tartışmalar, mizahın ve eleştirel düşüncelerin değerini anlama ve bu değerleri koruyarak daha başka bir iletişim ortamı yaratma yolunda bir adım olur. Çünkü mizah, sadece güldürmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal gelişimin de önemli bir göstergesidir.

---Özgür mutlu.

Forum ölü olduğu için ben cevap vereyim, zaten bu gidişle ayrılacam forumdan geçen sene sene sonu çok canlıydı ama bitti.

Ben muhafazakar yapıda bir insanım dinime bağlıyım ama attığım adımı İslama göre atarım tarzında biri değilim, İslama göre şu nasıl nasıl yapılmalı diyen biri değilim, namaz kılarım ama şuan için 5 vakit değil, Allahın emir ve yasaklarına elimden geldiğince uyarım.

Eleştiriye ses etmem ama benim görüşümle şu yaptıkları bir Kuran yakmaktan daha ağır bence.

Kim yaptı hangi partinin adamı bilmiyorum ama isterse akp danışıklı dövüşçü yapanı olsun ister chp olsun ister MHP çok ağır cezalandırılmalı.